8. Sınıf Türkçe Testleri Çöz

İnsanoğlu ya geçmişi düşünür ya geleceği. Geçmişi düşünür çünkü geçmişte iyi günleri, iyi anıları vardır. Bunlardan kopamaz, kendisini bir türlü geçmişin özleminden kurtaramaz. Geleceği düşünür çünkü ona göre gelecekte her şey daha iyi olacaktır; elde edemediklerine ulaşacak, daha güzel günlere kavuşacaktır. Bu düşüncelerle hareket eden insan ne geçmişin hatıralarından sıyrılabilir ne de beklediği geleceğe ulaşabilir. Bu yüzden de bugününü yaşamaya vakit bulamaz.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

Ebeveynlerin çocukluk fotoğraflarına bakmak, aile ve çocuk arasındaki bağı kuvvetlendirmek açısından faydalı bir etkinliktir. Annesinin ve babasının da bir zamanlar kendisi gibi çocuk olduğunu, okula gittiğini, büyüdüğünü görmek çocuğu şaşırtacak, tüm bu süreci takip ederken onun keyifli vakit geçirmesini sağlayacaktır. Bu fotoğraflara anne ve babasıyla birlikte bakmak, fotoğrafların hikâyelerini dinlemek, ailedeki diğer büyüklerin gençlik hâllerini görmek çocuğu ailesine daha da yakınlaştıracak, ebeveyn ve çocuk arasında sağlıklı bir iletişim kurulmasını sağlayacaktır.

Bu parçanın anahtar kelimeleri aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

(I) Yakın zamana kadar Batı’da akıl hastası olanlarla cüzzam hastalığına yakalananlar toplum dışına itilir, onlara günahkâr gözüyle bakılırdı. (II) Bu sebeple de hastalara türlü eziyetler yapılırdı. (III) Günümüzde ise bilimsel çalışmalar sonucunda pek çok hastalığın nedeni anlaşılmış, tedavisi kolayca yapılır hâle gelmiştir. (IV) Buradan da anlaşılıyor ki bilgisizlik kişiyi boş inançlara götürür, bilim ise insanlara doğruyu ve gerçeği gösterir.

Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerden hangisinde verilmiştir?

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım...

İstanbul, İstanbul...

Bu şiirin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

Haritalar genellikle bir bölgeyi betimlemede kullanılır. Ancak sadece coğrafya alanındaki bilgileri aktarmada kullanılmaz. Birtakım olguları ve ilişkileri göstermek için de haritalardan yararlanılır. Bir ülkenin nüfus yoğunluğu, bölgelere düşen yağış miktarı, gökyüzündeki yıldızların yerleri gibi değişik bilgiler haritalarla çok açıklayıcı bir biçimde gösterilebilir. Yalnızca yeryüzünün değil, gezegenlerin ve onların uydularının yüzey özelliklerini gösteren haritalar da vardır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır?

Saz, Türk müzik geleneğinin en önemli ve en eski çalgılarından biridir. Saz yapımı, köklü bir usta-çırak ilişkisi içinde yüzyıllardan bu yana devam eden bir gelenektir. Saz yapımında özen gösterilen ilk aşama ağaç seçimi. Özellikle sert yapılı, iyi ses verebilme özelliği bulunan ağaçlar titizlikle seçilir ve doğal ortamda kurumaları sağlandıktan sonra sazın iskeleti oluşturulur. Sazın tekne, göğüs, sap, eşik ve burgu gibi farklı bölümlerinin yapımında dut, ardıç, kestane, kavak, ceviz, gürgen, ladin, kayın, sedir ve ıhlamur gibi değişik ağaçlardan yararlanılır.

Bu parçada sazla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Bizim evin birkaç sokak ötesinde yemyeşil, dümdüz bir alan var. Bu alanın ilerisinde de ürkütücü bir evden başka hiçbir yapı yok. Bir gün top oynamak için arkadaşlarım ve kardeşimle oraya gittik. Top oynamaya başladık. Kardeşim gayet iyi oynuyordu. Çok geçmeden gol bile attı. Maçın sonuna doğru topa öyle hızlı vurdu ki top havalandı, havalandı, o korkunç evin bahçesine düştü. Kardeşimle birlikte tedirgin bir şekilde evin bahçesine girdik. Top, evin kapısının önündeydi. Yavaşça kapının önüne doğru yürüdüm. - - - -

Bu parçanın sonuna anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Radyo, elektromanyetik dalgaları elektronik ortama aktardıktan sonra sese çeviren bir cihazdır. (I) Radyonun icat edilip yaygın olarak kullanılmaya başlanması yaklaşık yüz yıl öncesine dayanıyor. (II) Televizyondan önceki dönemin bu mucize cihazı, günümüzde fazla ilgi görmüyor. (III) Türkiye’de ilk radyo yayıncılığı 1927 yılında başladı. (IV) Önceleri İstanbul ve Ankara’da başlayan radyo yayını, TRT aracılığıyla bütün ülkeye yayıldı.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

“Türkiye’nin İnovasyon Merkezi” olarak tanımlanan Teknopark İstanbul, teknolojik alanlara ilgi duyan şirketleri ve girişimcileri tek bir yerleşkede topluyor. Dünyadaki teknoloji eğilimlerini ve deneysel çalışmaları takip eden kişiler, Türkiye’nin ve dünyanın yeni teknolojilerini Teknopark İstanbul’da üretiyor. Türkiye’deki gençleri ve kadınları üretime yönelten Teknopark’ın girişimciliğe de katkısı büyük. Teknopark İstanbul’da savunma sanayi, havacılık, denizcilik, sağlık, enerji ve endüstriyel yazılım gibi birçok alanda yeni teknolojiler üretiliyor. Dünyadaki teknolojik çalışma alanları gözetilerek belirlenen çalışma ortamı, bu alanlarla ilgili her parlak fikre açılmış bir kapı anlamına da geliyor.

Bu parçada Teknopark İstanbul’la ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

1. Çünkü yapılan çalışmalarda ilk anda %20’lere düşen anlama oranının, beynin, yazıları bir fotoğraf makinesi gibi kaydetme alışkanlığı kazanmasıyla % 100’e ulaştığı tespit edilmiş.

2. Uzmanlar buna “Kesinlikle hayır!” cevabını veriyorlar.

3. Okuyucunun, okuduğunu anlama oranında düşüş oluyor mu?

4. Bu da gösteriyor ki hızlı okuma, insanın okuduğunu anlama yeteneğini de zamanla geliştiriyor.

5. Hızlı okuma konusunda zihinlere takılan en önemli soru şu:

Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulmak istenirse sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?

Ahiler, savaş zamanında kelle koltukta savaşır; barış zamanında ise ticaret ve öğretmenlikle uğraşırdı. Onlar her açıdan kusursuz bir insan olmak için büyük çaba gösterirlerdi. Bu çabanın temelinde “Ahilik Şartnamesi” olarak bilinen talimatlar vardı. Bu şartnamede Ahilerin sahip olması gereken kişilik özellikleri ile ilgili çeşitli öğütler bulunuyordu. Ahi olmak isteyenler bu öğütlere mutlak surette uymak zorundaydı.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır?

Soğuk bir sabah... Koyu bir sis, binlerce bacadan henüz tütmüş soğuk ve nemli bir duman gibi her tarafı kaplamıştı. Ordugâh, sancaklar, tuğlar, çadırlar, dişbudak ağaçları, atlar, kısacası hiçbir şey görünmüyordu. Arslan Bey atını hazırlatmıştı. Yine yapayalnız, her günkü gittiği yoldan kaybolacaktı. O kadar neşeli idi ki... Bütün subayları, çavuşları çağırttı. Hepsi hücum var sanıyordu. Arslan Bey, bir ayağı yerde, bir ayağı üzengide “Ağalar! Bugün kaleyi alacağız. Ben iki saate kadar geleceğim. Şimdi hepiniz hazır olun!” dedi.

Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?